1982 doğumlu olan Sena, İstanbul’da yaşıyor ve sanatçı, grafik tasarımcı ve moda tasarımcısı olarak çalışıyor. 2006’ya kadar Londra’da Central Saint Martins College of Art and Design’da okudu. Çalışmaları; çizimlere ve tablolara odaklanıyor.
İşinize nasıl yaklaşıyorsunuz?
Başlamadan önce etrafımda ve dünyada olup bitenlere bakıyorum. Ardından bir kağıt ve kalemle çizmeye başlıyorum. Taslağım hazır olduğunda daha büyük bir kağıda, bazen de tuvale aktarıyorum.
Bunun için ne tür kalemler kullanıyorsunuz?
Kağıt üzerinde kaligrafi kalemleriyle ve bol mürekkeple çalışmayı seviyorum. Küçük detaylar için daha ince kalemler kullanıyorum. Tuvalde ise yağlı boya ve fırça kullanıyorum. Resim bunu gerektiriyorsa kaligrafiyi tuvale aktarıyorum veya kağıt üzerinde yağlı boyayla çalışıyorum. Genellikle farklı teknikleri ve ortamları karıştırıyorum.
Fikirleriniz nereden geliyor?
Günlük hayat ve çevremdeki insanlar, özellikle de kadınların toplumdaki rolü bana ilham veriyor. Arkadaş çevremde her türden kadın var. Her birinin farklı kültürel ve ekonomik geçmişleri var. Hepsi çok güçlü ve aileleri için çalışıyorlar. Bu yüzden de hikayeleri bana çok ilham veriyor.
Edebiyat sizin için ne ifade ediyor?
Fantezi romanlarını seviyorum. Sıklıkla hikayeleri birbirine karıştırıyorum ve bu hikayeler de işime ilham veriyor.